Yine Kur'an hesap gününde, amellerin karşılığının verilmesi ile ilgili olarak, hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacağını bir çok yerde beyan etmektedir. Kur'an bu durumu bizlere ifade ederken, bizlerin dünya hayatında adalet sembolü olarak bildiğimiz Terazi kelimesini kullanmaktadır.
Bu ayetlerin literal anlamda okunmasının sonucunda bazı anlama problemleri ortaya çıkmakta, bu durum ise kalbinde hastalık olan bir takım kimseler tarafından istismar edilerek, Kur'an'da çelişki olduğuna dair delil olarak gösterilmektedir. Bu yazımızda, kafirler için terazi kurulmayacağını haber veren Kehf s. 105. ayeti ile, kıyamet gününde terazi kurulacağını haber veren ayetler arasındaki müşkül durumu nasıl okuyabileceğimiz konusundaki düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız.
[017.035] Bir şeyi ölçtüğünüz zaman, ölçüyü tam tutun, doğru teraziyle tartın. Böyle yapmak, sonuç itibariyle daha güzel ve daha iyidir.
[006.152] Yetim malına, erginlik çağına erişene kadar en iyi şeklin dışında yaklaşmayın; ölçüyü ve tartıyı doğru yapın. Biz kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözünüzde adil olun. Allah'ın ahdini yerine getirin. Allah size bunları öğüt almanız için buyurmaktadır.
Yukarıda meallerini verdiğimiz ayetlere baktığımızda terazi adı ile bildiğimiz ölçü aletinin insanlar arasında hak ve adaleti sağlaması açısından kabul gördüğünü anlamaktayız. Kur'an'ın gaybe dair olan bilgileri, bizlerin dünya hayatında tecrübe alanımızın içine giren bilgi ve objelerle anlatma üslubu dahilinde konuyu anlamaya çalıştığımızda, hesap gününde herkese adil şekilde davranılacağının bilinmesi için amellerin terazi ile ölçüleceğinin, yani kimseye haksızlık yapılmayacağının bildirilmekte olduğunu söyleyebiliriz.
[007.008] O gün tartı haktır. Kimin tartıları ağır basarsa, işte kurtulanlar onlardır.
[007.009] Kimin de tartıları hafif kalırsa, bunlar da ayetlerimize zulmedegeldiklerinden dolayı nefislerini hüsrana uğratanlardır.
[021.047] Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.
[023.101] Sura üflendiği zaman, o gün, aralarındaki soy yakınlığı fayda vermez ve birbirlerine de bir şey soramazlar.
[023.102] Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa ermiş olanlardır.
[023.103] Tartıları hafif gelenler, işte onlar, kendilerine yazık edendir, cehennemde temellidirler.
[101.006] İşte o zaman tartıları ağır basan kimse,
[101.007] artık hoşnut olacağı bir hayat içindedir o.
[101.008] Fakat tartıları hafif gelen kimse.
[101.009] O vakıt onun anası haviyedir
Yukarıda meallerini verdiğimiz ayetler, kıyamet günü dünya hayatında yapılanların karşılığını doğru ve adil biçimde verileceğini bildiren,ve ölçü birimi olarak bildiğimiz terazi kelimesinin geçtiği ayetlerdir. Bu ayetlerin bizlere gaybe dair bir olayı anlattığını dikkate alarak okunması önem arz etmektedir. Literal olarak okuduğumuzda, örneğin günah tarafı 100 kg, sevap tarafı 99 kg olan birisinin cehenneme, veya günah tarafı 99 kg, sevap tarafı ise 100 kg gelen birisinin cennete gönderileceği anlaşılmamalıdır.
Burada amellerin terazi ile ölçüleceğinin haber verilmesinden anlaşılması gereken asıl mesaj, kimseye haksızlık yapılmadan yaptıklarının karşılığının verileceğidir. Bundan sonra Kehf s. 105. ayetini okuduğumuz zaman, ortada çelişki gibi görünen herhangi bir durumun olmadığı da anlaşılacaktır.
[018.100] Ve cehennemi o gün kâfirlere öyle bir göstereceğiz ki!
[018.101] Onların gözleri Bizim öğüdümüze karşı kapalıdır ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemezler.
[018.102] Küfre sapanlar, beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten biz cehennemi kâfirler için bir durak olarak hazırlamışız.
[018.103] De ki: «Size amellerce en ziyâde hüsrâna düşmüş olanları haber vereyim mi?»
[018.104] Onlar ki; güzel iş yaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çalışmaları boşa gitmiştir.
[018.105] İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız.
[018.106] İşte, inkâr ettikleri, âyetlerimi ve resûllerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir.
Yukarıdaki ayet meallerini okuduğumuzda, 104. ve 105. ayetlerde kafirlerin amellerin boşa çıktığı haber verilmektedir. Tartı kurulmamasını kafirlerin amellerinin boşa çıkmasının haber verilmesini dikkate alarak okunması, bize bu ayeti anlamayı kolaylaştıracaktır. Kehf s. 105. ayeti, kafirlerin yaptığı amellerin boşa çıkmasından ötürü, onların tartılacak herhangi bir amelleri olmadığını bu şekilde haber vermektedir.
Ali Fikri Yavuz
Bunlar, işte o kimselerdir ki, Rab’lerinin âyetlerini ve ona (hesap için) kavuşmayı inkâr etmişlerdi de (hayır diye) yaptıkları bütün ameller boşa çıkmış oldu. Artık onlar, için kıyamet günü, hiç bir terazi tutmayız (çünkü amelleri boşa gitmiştir, tartılacak makbul şeyleri kalmamıştır).
Bunlar, işte o kimselerdir ki, Rab’lerinin âyetlerini ve ona (hesap için) kavuşmayı inkâr etmişlerdi de (hayır diye) yaptıkları bütün ameller boşa çıkmış oldu. Artık onlar, için kıyamet günü, hiç bir terazi tutmayız (çünkü amelleri boşa gitmiştir, tartılacak makbul şeyleri kalmamıştır).
Suat Yıldırım
İşte onlar Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr etmiş, bu yüzden de yaptıkları iyi işler boşa gitmiştir. Tartılacak şeyleri kalmadığından kıyamet günü onlar için artık tartı âleti koymayacağız.
İşte onlar Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr etmiş, bu yüzden de yaptıkları iyi işler boşa gitmiştir. Tartılacak şeyleri kalmadığından kıyamet günü onlar için artık tartı âleti koymayacağız.
Yukarıda verdiğimiz meal örnekleri, konumuz olan ayetin daha iyi anlaşılmasını sağlayan meal örnekleridir.
Sonuç olarak; Allah (c.c) gaybi alana dair haberleri, bizim zihin dünyamızın şahit olduğu ve bildiği alana benzeterek anlatması çerçevesinde, kıyamet günü insanların dünya hayatında yaptıklarının karşılığını haksızlık edilmeden verileceğini bizim dünyamızda hak ve adaletin sembolü olan terazi kelimesi ile anlatmaktadır. Konu ile alakalı ayetlerin arasında çelişki varmış gibi bir durumun düşünülmesi, konu ile ilgili ayetlerin literal anlamda okunmasından doğan anlayışın sonucudur.
Konu ile ilgili ayetler hesap gününde dünya hayatında yapılanların kimseye haksızlık edilmeden verileceğini haber veren ayetler dikkate alınarak okunduğunda, ortada herhangi bir müşkül durum olmadığı anlaşılacaktır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.