1 Nisan 2013 Pazartesi

İsra s. 1. Ayeti Elmescidi Aksa ve Miraç

İsra s. 1. ayeti ile ilgili düşüncelere baktığımız zaman hem geleneksel hemde modernist anlamda bazı yanlış olduğunu düşündüğümüz görüşlerin mevcut olduğunu görmekteyiz. Geleneksel düşüncedeki ekseriyet bu görüşün miraç ile ilgili olduğunu söylemesine rağmen aynı düşünce içindeki bir kısım tefsirciler bu ayetin miraç ile ilgisi olmadığını söylemişlerdir. Ayet içindeki "el mescidil aksa" kelimesi ile ilgili yorumlarda yine eski tefsirlerde buradaki kast edilen yer ile ilgili farklı düşünceler olduğunu görmekteyiz , biraz günümüze dönecek olursak bu yerin göklerdeki meleklerin secde ettikleri bir yer olduğunu düşünenlerin olduğunuda görmekle birlikte isra kelimesinin miraç kelimesi ile karıştırıldığınıda maalesef bu şekilde görüyoruz.   


Sübhanellezı esra bi abdihı leylem minel mescidil harami ilel mescidil aksallezı barakna havlehu li nüriyehu min ayatina innehu hüves semıul besıyr
 [017.001] [E1] Uzaktır bütün noksanlıklardan O ki, kulunu bir gece Mescidi Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya götürdü; ona ayetlerimizden gösterelim diye. Gerçek şu ki, O'dur işiten gören!
Ayette geçen "el mescidilaksa" nın neresi olabileceği konusunda kur'an da geçen diğer ayetlerin yardımına ihtiyacımız vardır. İsra s 1. ayetinden sonraki ayetler israiloğullarına hitap eden ayetler olduğunu görmekteyiz.  "İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz o da kendinizedir. İki vaadden ikincisinin vakti gelince, yüzünüzü üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları, önceden Mescid'e girdikleri gibi girmeleri, ele geçirdikleri yerleri harap etmeleri için onları tekrar göndereceğiz." mealindeki 7. ayetteki "mescid" kelimesi israiloğullarının yaşamış olduğu topraklarda bir mescid'den bahsedildiğini görmekteyiz.   

"Barekna havlehu" çevresi bereketli olan yerin neresi olabileceğini yine kur'andaki diğer ayetlerin yardımı ile bulabileceğimiz görülür.   

-----007.137 Hor görülen yahudileri, bereketlendirdiğimiz(barekna) yerin doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabırlarına karşılık yerine geldi. Firavun ve kavminin yaptığını ve yükselttiklerini yıktık.
-----021.071 Onu da, Lut'u da alemler için bereketlendirdiğimiz (barekna) yere ulaştırıp kurtardık.
-----021.081 Bereketli kıldığımız( barekna) yere doğru, Süleyman'ın emriyle yürüyen şiddetli rüzgarı, onun buyruğuna verdik. Biz herşeyi biliyorduk.
-----027.008  Oraya geldiğinde şöyle seslenilmişti: «Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır(burike)! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!»
-----028.030Oraya gelince, o mübarek yerdeki(mübareketin) vâdinin sağ kıyısından, (oradaki) ağaç tarafından kendisine şöyle seslenildi: Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'ım.
Neml 8. ve kasas 30. ayetindeki hitap musa as ın tuva vadisine geldiği sırada Allah cc nin ona seslenmesidir.   

Meallerini verdiğimiz ayetlerin delaleti ile  çevresi bereketlendirilmiş olan mescidin gökte değil dünya üzerinde ve israiloğulların yaşadığı yerler ile alakası olan bir mevkide olduğunu görmekteyiz. Muhammed as ın yaşamış olduğu zamanda bu gün mescidilaksa olarak bilinen bir mescidin olmadığı ve yerinin çöplük olduğu yönündeki rivayetler , o zaman mescidin yıkılmış olması ve yerinin çöplük olarak kullanılmış olsa bile orasının mescid olmadığını göstermez. Burada kastedilen mescid, o gün üzerinde adı "mescidilaksa" olarak bilinen bir tabelası olmasa bile o topraklar üzerinde daha önceden kurulmuş bir mescidin olduğudur. Bir mekana kudsiyetini veren şey o mekan üzerinde kurulmuş olan yapı değil o yerin sahip olduğu topraktır. Bugün kabe olarak bildiğimiz kutsal mekanın kutsal olan tarafı onun yapı taşları değil üzerine kurulmuş olan toprağıdır. Ömer ra . ın hilafeti sırasında bina olarak yapılmış olması kur'anın "mescidilaksa" olarak belirtttiği mekanın orası olmadığını göstermez.   

"İsra " hadisesinin göğe doğru bir yolculuk olduğunu iddia eden düşünceye gelince  o konu hakkındada bir kaç kelime etmek gerekmektedir. Bu kelime, gece yola gitmek yürümek anlamına gelmektedir. Bu kelimenin geçtiği ayet meallerinden bir kaçı şöyledir. 

------011.081 [E0] Ya Lut! Dediler: emîn ol biz rabbının Resulleriyiz, onlar sana ihtimali yok el uzatamazlar, sen hemen ehlinle geceden bir kısmında yürü, içinizden hiç biri geri kalmasın, ancak karın, çünkü ona da onlara gelen musıbet gelecek, haberin olsun mev'ıdleri sabahdır, sabah, yakın değil mi?
-----015.065 [E0] Hemen gecenin bir kısmında ehlini yürüt ve sen arkalarından git ve içinizden hiç bir kimse ardına bakmasın, emrolunduğunuz yere geçin gidin.
-----020.077[E0] Ve filhakıka Musâya şöyle vahyettik: kullarımla geceleyin yürü de onlara denizde kuru bir yol aç, yetişilmekten korkmazsın ve perva etmezsin.
-----026.052 [E0] Hem Musâya şu vahyi yerdik: kullarımı gece yürüt çünkü ta'kıb edileceksiniz.
-----044.023] [E0] Hemen; buyurdu; kullarımı geceleyin yürüt, çünkü siz ta'kıyb olunacaksınız.

İsra olayı eğer gökte bulunan  bir mescide doğru çıkmayı anlatmış olsaydı bu çıkış "isra" kelimesi ile değil "miraç" kelimesi ile ifade edilmesi gerekirdi. İsra kelimesi yerdeki bir yürüyüşü ifad eden bir kelimedir, "miraç" kelimesi ise yerden göğe doru çıkışı anlatan bir kelimedir. Bu kelimenin geçtiği bir kaç ayete bakacak olursak mealleri şu şekildedir.  

----- 070.004 Melekler de, ruh da miktarı ellibin yıl olan bir günde ona yükselip çıkarlar.
-----032.005 Gökten yere kadar, olan bütün işleri Allah düzenler, sonra, işler sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir gün içinde O'na yükselir.
-----034.002 Yere gireni ve oradan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O, merhametlidir, mağfiret sahibidir.
-----057.004 Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa hükmeden, yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilen O'dur. Nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.
-----015.014 Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak da ordan yukarı yükselseler de,
-----043.033Eğer insanlar küfre sapan bir ümmet haline gelmeyecek olsalardı, biz O Rahman olan Allah'ı inkâr eden kimselerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine çıkacakları merdivenler yapardık.
Ayetlerden anlaşılacağı üzere "isra" kelimesi ile ifade edilen olayın yukarı doğru bir çıkış olmasının imkansız olduğu görülmektedir.

İsra s. 1. ayetinin muhammed as ın medineye hicreti ile olduğu yönündeki düşüncelerede katılmanın mümkün olmadığını ifade etmek isteriz şöyleki, musa ve lut as ların kendilerine iman edenlerle beraber gece yola çıkarılması geride kalanların helakı ile sonuçlanmıştır , bu helak edilme olayları bir sünnetullah dahilindedir, eğer isra s. 1. ayeti bu durumu anlatmış olsaydı geride kalanların helak edilmesi sünnetullahın bir gereği idi halbuki muhammed as medineye kendisi ile birlikte bütün iman edenlerle birlikte hicret etmemiştir aksine mekkede onunla birlikte hicret etmeyen müslümanlardan bir kısmı kalmıştır.

                      "Linuriyehu min ayatina"(ayetlerimizden göstermek için) 

İsra s. 1. ayetinde kulunu mescidil haramdam mescidil aksaya götürme sebebinin bir kısım ayetlerini kendisine gösterme amaçlı olduğunu görmekteyiz. Benzer bir durum musa as ın taha suresinde anlatılan kıssasının 23. ayeti öncesi elindeki asanın yılan olması ve elinin beyazlaması ile ilgili olarak "ki sana en büyük âyetlerimizden gösterelim" denilmiştir. Necm s . 18. ayetinde yine muhammed as ın kendisine vahiy getiren elçiyi görmesi ile ilgili olarak " Andolsun ki, Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü."denilmiştir. Elçilere bu tür ayetlerin gösterilmesi elçiliklerinin pekiştirilmesi, nasıl bir ilahın elçisi olduklarını idrak etmeleri, elçiliğini yaptıkları ilahın gözetimi altında olduklarının kendilerine aynel yakin olarak gösterilmesidir.     

İsra s. 1. ayeti ile ilgili olduklarını düşündüğümüz ayet meallerini sıraladıktan sonra bu ayetin verdiği mesaj üzerinde durabiliriz. İlerleyen ayetlerde musa as dan bahsedilmesinin ilk ayetteki " bi abdihi"(kulunu) ibraresinin musa as olduğu düşüncesini katılmadığımızı , buradaki kulun muhammed as olduğunu söylemek istiyoruz. Mescidil haram adlı mekan muhammed as ın ikamet ettiği mekan olması nedeniyle onu oradan alıp mescidil aksaya götürmesi yani kendisinden önceki elçilerden olan musa as  ve onun kavmi israiloğulları ile muhammed as ın daha yakın bir ilişkiye gireceğinin bir ön bilgisi verilmiş olması, mekke müşriklerinin ağır baskısı altında bunalan müslümanlara ve muhammed as a nasıl bir ilahın elçisi ve gözetimi altında bulunduklarının hatırlatılması,mescidil haram gibi başka bir kutsal olan yerin olduğunu bilmesi , hatta medineye hicretten sonra mescidil aksa yönüne yüzünü dönmesi bu ayetten çıkarmış olma ihtimalinide düşünmek gerekir.   

Al-i imran s 96. ayetinde " Doğrusu insanlar için ilk kurulan ev, Mekke'de, dünyalar için mübarek ve doğru yol gösteren Kabe'dir." şeklinde buyurulmasından, iki yerinde mübarek bir yer olduğu açıktır. Mekkede iken kabeyi kıble edinen muhammed as medineye hicret ettikten sonra kabe harici bir yöne döndüğü bakara suresindeki kıble ile ilgili ayetlerden anlaşılmaktadır. İki yerinde mübarek olduğunu bilen muhammed as medinedeki yahudilerinde musa as a iman etme iddiasından hareketle onlar içinde mübarek bilinen mescidilaksa ya dönerek kendisine verilen kitap ve elçiliğin musa as ve ona verilen ile mahiyet açısından aynı olduğu mesajını vermek istemiştir.

İsra s. 1. ayetinin miraç hadisesi ile ilgili olduğu iddiası ayetin hiç bir kelimesinden dahi en ufak bir karine dahi çıkmayacak kadar ilgisiz bir konudur. Devamında miraç hadisesi gerçekleşmiş olsaydı bu olay daha büyük bir olay olması hasebiyle ayetin içinde" mescidi haram'dan mescidil aksaya oradan göklere çıkaran" şeklinde söylenmesi gerekmezmiydi ? mescidi aksaya götürdüğünü buyuran Allah cc göklere çıkardığını söylememesini nasıl izah edebiliriz?. Necm s nin bu olayı anlattığı iddiasıda havada kalan bir iddia olup nuzul zamanı isra suresinden önce olan bir sure olması, surede anlatılan vahiy elçisini gören muhammed as ın onu inişinde görmesi bu olayın necm suresi ile bir ilgisinin olmadığını gösterir.    

İsra s. 1 den miraca delil çıkaranlar , aynı surenin 93. ayetini hiç okumazlarmı ? o ayette "
«Veya altın bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin ama oradan okuyacağımız bir kitap indirmezsen yine o yükselmene inanmayacağız" diyen müşriklere karşı Allah cc neden muhammed as a " öyle demeyin miraca çıktım hatta bakara s. son iki ayetini bile getirdim daha neden inanmıyorsunuz?" dedirtmedide aynı ayetin devamında " sübhanallah ben ancak beşer bir Resulüm" demesi emredildi bunu hiç düşünmezlermi?

                        EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR. 

4 yorum:

  1. Yazınızı okudum... İstifade ettim...
    Size şu soruyu sormak istiyorum...
    Al-i imran s 96. ayetinde " Doğrusu insanlar için ilk kurulan ev, Mekke'de, dünyalar için mübarek ve doğru yol gösteren Kabe'dir." şeklinde buyurulmasından....Şeklinde ayeti meallendirmişsiniz ve veya bir mealden alıntılamışsınız..

    Ayetin, arapça metninde "Mekke" nerede geçmektedir?
    Ayetin, arapça metninde "Kabe" nerede geçmektedir?
    Bu meali nasıl böyle meallendirebiliyorsunuz?... Bu konudaki delilleriniz nedir?..
    Saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim kardeşim, o ayetin mealinde yanlış bir meal kullandığım konusunda haklısınız Kabe geçmiyor , Beyt geçiyor beyt kelimesinin Kabe için kullandığını düşündüğümüzde (belki siz böyle düşünmüyor olabilirsiniz) bu evin mekke de olduğu anlaşılır . Bekke denilmesi mekkenin de içinde bulunduğu vadiye verilen bir isim olduğu için bu şekilde kullanılmış olabilir.

      Sil
  2. Sayın hocam: "Mescidi Aksa"nın yerinin fiziki olarak çöplük olması sonradan AbdulMelik döneminde inşa edilme olayınıda düşündüğümüzde, İsra 1 de bahsi konu olan Mescidi Aksa nın tam da burası olduğunu söylemeniz zorlama yorum olmuyor mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız bu konuda daha farklı düşüncelere sahibim

      Sil