4 Temmuz 2011 Pazartesi

KUR'AN VE ŞEFAAT KAVRAMI (1)

Şefaat kavramı kur'anın en yanlış anlaşılan , üzerinde en çok suistimal yapılan kavramlarından  birisidir. Bu kavramın  nuzul öncesi  cahiliye inancında ne şekilde anlaşıldığını  kur'andan öğrendiğimizde , cahiliye inancına sahip olan müşriklerin kur'anda eleştirilen inançları ile çoğu müslümana hakim olan düşüncenin maalesef aynı olduğunu görmekteyiz. 

Cahiliye inançlarını yıkmak için inen  kur'anın ve özellikle "şefaat" kavramına  " bu şekilde inanın" demesine rağmen cahiliye inancı doğrultusunda anlaşılmasına  sebeb,  başta muhammed sav  adına uydurulan hadisler olmak üzere o hadisler üzerinden kendilerine dünyalık elde etmek amacıyla cahil müslümanlar  üzerinde hegemonya kurmak isteyen  ve çoğunlukla tasavvuf ekolune mensup "din baronlarıdır".Kendilerini ahiretin garantisi olarak göstermelerini sağlaması açısından bir araç olarak görülen bu kavram zaman içinde istismara müsait bir kavram haline getirilmiştir. 

Şefaat kavramı kur'anın hiç bir yerinde ,günahkar müslümanların ahirette bir başkası tarafından günahlarının bağışlanması için Allahtan o kul için bir istek şeklinde ifade edilmez. Yazının hacmini büyütmemek amacı ile hadis adı altında uydurulan sözlerin burada eleştirisini yapmak yerine bu kavramın kur'an bütünlüğü içinde nasıl anlatıldığını görelim. 

Kur'an bütünlüğünü özellikle vurgulamamızdan kasıt bu kavram kur'anı kerimde , 1-şefaatı reddeden ayetler,2- şefaate istisna getiren ayetler,3- sefaatı izne bağlayan ayetler olarak guruplanarak anlatılmıştır. Bu ayetlere ilave olarak hesap gününde herkesin yaptığının kendisine eksiksiz ödeneceği, zerre kadar haksızlık yapılmayacağı, sadece yaptıklarına karşılık göreceğini bidiren ayetleride bu çerçeve içinde anlamak gerekmektedir.


Önce kur'anda nuzul öncesi şefaat düşüncesinin ne şekilde anlatıldığı ayetleri görmek gerekmektedir.

10.18 Onlar, Allah'ı bırakarak, kendilerine fayda da zarar da veremeyen putlara taparlar: «Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır» derler. De ki: «Göklerde ve yerde, Allah'ın bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz?» Allah, onların  ortak koşmalarından münezzehtir.
  

6.94 Onlara: «And olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi size verdiklerimizi ardınızda bırakarak bize birer birer geldiniz; içinizde Allah'ın ortakları olduğunu sandığınız şefaatçılarınızı beraber görmüyoruz. And olsun ki aranızdaki bağlar kopmuş, ortak sandıklarınız sizden ayrılmışlardır» denecek. 

7.53 (Fakat onlar), Onun tevilinden başka bir şey beklemiyorlar. Tevili geldiği (haber verdiği şeyler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler. Şimdi bizim şefaatçılarımız var mı ki bize şefaat etsinler veya (dünyaya) geri döndürülmemiz mümkün mü ki, yapmış olduğumuz amellerden başkasını yapalım? Onlar cidden kendilerine yazık ettiler ve uydurdukları şeyler (putlar) da kendilerinden kaybolup gitti.  


26.96-orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler. 97-andolsun Allaha biz apaçık bir sapıklıkta idik.98-çünkü bizi sizi Alemlerin rabbı ile eşit tutuyorduk.99-bizi o mücrimler saptırdı.100-bizim için bir şefaatçı yok.101-nede sadık bir dost. 


30.12 Kıyamet koptuğu gün suçlular umutsuz kalıverirler. 
30.13 Koştukları ortakları artık şefaatçileri değildir; ortaklarını inkar ederler.
 
  36.23 «O'nu bırakıp da tanrılar edinir miyim? Eğer Rahman olan Allah bana bir zarar vermek isterse, o tanrıların şefaati bana fayda vermez, beni kurtaramazlar.» 

 
   36.74 Allah'ı bırakıp da, kendilerine yardımı dokunur diye, başka tanrılar edindiler.75- Halbuki onlar, kendilerine yardım edemezler. Sadece kendileri onlar için hazırlanmış askerlerdir 
 
 

46.27.28 And olsun ki, çevrenizde bulunan birçok kentleri yok etmişizdir. Belki doğru yola dönerler diye ayetleri türlü türlü anlatmışızdır.O zamanlar, Allah'ı bırakıp da O'na yakınlık peyda etmek için edindikleri tanrılar kendilerine yardım etmeli değil miydi? Ama tanrıları onlardan uzaklaştılar. Bu, onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir 
 
 74.48 Artık onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez.  


Mealini verdiğimiz örnek ayetlerden anlaşıldığı üzere nuzül öncesi arap toplumuna hakim olan inanç Allahı bırakıp taptıkları putlara yükledikleri görevlerden biriside onlardan şefaat beklemeleridir. Kur'andaki diğer şefaat ayetleri  bu ayetlerdeki müşriklerin beklentilerinin boş bir beklenti olduğunu göstermek amaçlıdır. Bu kavramın yanlış anlaşılmasına sebeb olan şefaate istisna getiren ve şefaati izine bağlayan ayetlerinde bu beklentilerin boş olduğunu göstermek amaçlı olmalarına rağmen kur'an bütünlüğü gözetilmeden okunması sonucu izin verilen bazı kimselerin şefaat yetkisi olduğu inancına sahip olunmuştur. Ve bu ayetler "din baronlarının" joker ayetleri olarak müridleri üzerinde büyük bir karizma sağlamıştır. Şefaati tümüyle reddeden ayetlerin meallerini görerek konuya devam edelim. 

2.48 Kimsenin kimseden faydalanamayacağı, kimseden bir şefaat kabul edilmeyeceği, kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden korunun. 

2.123 Kimsenin kimse namına bir şey ödemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı, kimseye şefaatin yarar sağlamayacağı ve onların yardım görmeyeceği günden korunun  
2.254 Ey inananlar! Alışverişin, dostluğun, şefaatin olmayacağı günün gelmesinden önce sizi rızıklandırdığımızdan hayra sarfedin. İnkar edenler ancak yazık edenlerdir. 

10.27 Kötülük işleyenlere kötülükleri kadar ceza verilir; onların yüzlerini zillet bürür; Allah'a karşı onları savunacak yoktur; yüzleri, geceden kara bir parçayla örtülmüş gibidir. Bunlar cehennemliklerdir, orada temelli kalırlar.  

13.34  Onlara, dünya hayatında azap vardır, ahiret azabı ise daha çetindir. Allah'a karşı onları bir koruyan da yoktur.  

13.37 Böylece Biz Kuran'ı Arapça bir hüküm ve hikmet olarak indirdik. Sana ilim geldikten sonra onların heveslerine uyarsan, and olsun ki, Allah katında sana bir dost ve seni koruyan çıkmaz 

14.31 İnanan kullarıma söyle, namazı kılsınlar; alışveriş ve dostluğun olmayacağı günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açık ve gizli sarfetsinler. 


26.88O gün, ne mal fayda verir ne de evlât.
 26.89Ancak Allah'a temiz bir kalp ile varan başka. 



31.33 Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Babanın oğlu, oğulun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden korkun. Allah'ın verdiği söz şüphesiz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Allah'ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın  

 40.18 Onları, yüreklerin ağıza geleceği, tasadan yutkunacakları, yaklaşan kıyamet günü ile uyar. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenecek şefaatçisi olur.   


40.21 Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce ve kendilerinden daha kuvvetli olan ve yeryüzünde daha çok eser bırakan kimselerin sonuçlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Allah onları suçlarıyla yakalamıştır. Allah'a karşı onları koruyan yoktur. 

40.33 «Arkanıza dönüp kaçacağınız gün Allah'a karşı sizi koruyan bulunmaz. Allah'ın saptırdığını doğru yola getirecek yoktur.»  


42.47 Allah katından, geri çevrilemeyecek günün gelmesinden önce Rabbinizin çağrısına cevap verin. O gün hiçbirinize sığınacak yer bulunmaz, inkar de edemezsiniz. 

60.3 Yakınlarınız ve çocuklarınız size kıyamet gününde bir fayda veremezler. Allah onlarla sizi ayırır. Allah işlediklerinizi görendir.  


74.48Artık onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez. 
 
 

82.019 O gün, kimsenin kimseye hiçbir fayda sağlamayacağı bir gündür. O gün buyruk, yalnız Allah'ındır.  

86.9 Sırların orta yere çıkarılacağı gün; 10-Artık onun için bir kuvvet ve bir yardımcı yoktur.
 

 Bu ayetlerde ortak nokta hesap günü kimsenin hiçbir kimseye bir fayda sağlayamacağıdır.Bir diğer ayetler gurubu hesap gününde sadece ALLAH cc nin kullarına yardım edeceğidir.   



4.123 Bu, sizin kuruntularınıza ve Kitap ehlinin kuruntularına göre değildir. Kim fenalık yaparsa cezasını görür, kendisine Allah'tan başka ne dost ve ne de yardımcı bulur. 


6.51 Rablerine toplanacaklarından korkanları Kuran ile uyar. O'ndan başka bir dost ve aracıları yoktur. Umulur ki Allah'tan sakınalar. 
 
  6.70 Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Kuran ile öğüt ver ki, bir kimse kazandığıyla helake düşmeye görsün, o takdirde Allah'dan başka ona ne bir yardımcı, ne de bir kurtarıcı bulunur; her türlü fidyeyi de verse kabul olunmaz

032.004] [DI] Gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yaratan, sonra arşa hükmeden Allah'tır. O'ndan başka bir dostunuz ve şefaatçiniz yoktur. Düşünmüyor musunuz  
 32.4 Gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yaratan, sonra arşa hükmeden Allah'tır. O'ndan başka bir dostunuz ve şefaatçiniz yoktur. Düşünmüyor musunuz.


39.43 Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: «Onlar bir şeye sahip olmadıkları, akıl da edemedikleri halde mi şefaat edecekler?  


39.61 Allah, Kendisine karşı gelmekten sakınan takvâ ehlini ise, iman ve takvâları sayesinde, o cehennemden kurtarıp muratlarına kavuşturur. Onlara hiçbir fenalık dokunmaz. Onlar asla üzülmezler de. 


Şefaat  kavramı ile ilgili olarak hesap günü yapılacak muamele yine bizlere kur'anda bir çok ayette bildirilmektedir.  Bu ayetlerden birkaç örnek meal bizlere konuyu anlamada yardımcı olacaktır.   


2.281 Allah'a döneceğiniz ve sonra haksızlığa uğramadan herkesin kazancının kendisine eksiksiz verileceği günden korkunuz.  


3.25 Geleceğinden şüphe olmayan günde, onları topladığımız ve haksızlık yapılmayarak herkese kazandığı eksiksiz verildiği zaman, nasıl olacak. 

3.161 Hiçbir peygambere ganimete ve millet malına hiyanet yaraşmaz; haksızlık kim yaparsa, kıyamet günü yaptığı ile gelir, sonra, haksızlık yapılmaksızın herkese kazanmış olduğu ödenir.  

21.47Kıyamet günü doğru teraziler kurarız; hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Hardal tanesi kadar olsa bile yapılanı ortaya koyarız. Hesap gören olarak Biz yeteriz. 


023.101-103- Sura üflendiği zaman, o gün, aralarındaki soy yakınlığı fayda vermez ve birbirlerine de birşey soramazlar. Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa ermiş olanlardır.Tartıları hafif gelenler, işte onlar, kendilerine yazık edendir, cehennemde temellidirler .   


39.68-70. Sura üflenince, Allah'ın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür. Sonra Sura bir daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar. Yeryüzü Rabbinin nuruyla aydınlanır, kitap açılır, peygamberler ve şahidler getirilir ve onlara haksızlık yapılmadan, aralarında adaletle hüküm verilir.Herkes ne yaptıysa, karşılığı tastamam verilir. Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir .  


45.22 Allah gökleri ve yeri gerçekle yaratmıştır; her cana, kazandığının karşılığı verilir, onlara zulmedilmez. 


45.28 Her ümmeti diz üstü çökmüş olarak görürsün. Her ümmet kitabına çağrılır. Onlara denir ki: "Bugün, size işlediğinizin karşılığı verilecektir". 


16.111O gün, herkesin kendi derdine düşüp çabalayacağı ve herkesin işlediğinin haksızlığa uğratılmadan kendisine ödeneceği bir gündür. 


Bu ayetlerden anlaşılacağı hesap gününde herkes yaptığının karşılığını görecek ve kimseye zerre kadar haksızlık yapılmayacaktır. başka ayetlerde Allahın mümin kullarını soktuğu cennetin karşılığı o müminlerede "yaptıklarınıza karşılık olarak" şeklinde ifade edilmektedir. Hiçbir ayette "şunun şeffati ile sen cennete girdin" şeklinde bir ifade yeralmaz. Cehennemi veya cenneti haketmek dünyada iken yapılan amellerin karşılığı olarak kullara verilmektedir. Bu konu ile iligli bir kaç ayeti örnek olarak verelim.  


7.43 Cennette altlarından ırmaklar akarken gönüllerinden kini çıkarıp atarız. «Bizi buraya eriştiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola iletmeseydi, biz doğru yolu bulamazdık. And olsun ki Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirmiştir» derler. Onlara, «İşlediğinize karşılık işte mirasçısı olduğunuz cennet» diye seslenilir.  


43.72 İşlediklerinize karşılık, size miras verilen işte bu cennettir. 


10.9 İnananlar ve yararlı iş yapanları, imanlarına karşılık Rableri doğru yola eriştirir; nimet cennetlerinde onların altlarından ırmaklar akar. 


6.127Rablerinin katında selamet yurdu onlarındır. O, işlediklerinden ötürü onların dostudur

3.57 İnanıp yararlı iş işleyenlerin ecirleri ise tastamam verilecektir. Allah zalimleri sevmez.

4.173 İnananlara ve yararlı iş işleyenlere, ecirlerini ödeyecek, onlara olan bol nimetini daha da artıracaktır. Kulluk etmekten çekinenleri ve büyüklük taslayanları elem verici bir azaba uğratacaktır. Onlar kendilerine Allah'tan başka bir dost ve yardımcı bulamazlar. 


Yukarda örneklerini verdiğimiz şefaati tümden reddeden ayetlerin, şefaatin Allahtan başkasına has olmadığına dair ayetlerin,cenneti ve cehennemi hakedenlerin bu hakedişlerinin sebebinin dünyada iken yaptıklarının karşılığı olduğu ve kendilerine zerre kadar haksızlık yapılamayacağını bildiren ayetlerin ışığında şefaat konusuna istisna ve izne bağlayan ayetleride yukarıda örneklerini verdiğimiz ayetlerin ve kur'an bütünlüğünde anlaşılması gerekmektedir. Kitabında bir eğrilik ve tenakuz bulunmayan rabbimizin hem şefaati reddeden ayetleri hemde başka birisine şefaat izni vermesini başka türlü anlayamayız. Rabbimiz ayetlerinde hem   " kıyamet günü benden başka bir yardımcınız yok" diyecek hemde " bende başka kişilere şefaat izni vereceğim" diyecek. Ancak bu konu daha geniş bir çerçevede anlaşılması gerektiği için bunu yazımızın ikinci bölümünde incelemek istiyoruz. 


EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
 

   
 
 



 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder