4 Temmuz 2011 Pazartesi

VAKIA SURESİ 79. AYET MEALİ YA DA(PARANTEZ İÇİ) TAHRİFLER

   Zuhruf suresi 61. ayet meali ile ilgili olarak yapılan parantez içi tahriflere vakıa suresinin 79. ayet mealindede maalesef şahit olmaktayız.Kuran metniyle alakası olmayan bir parantez açılarak ve bu parantez neticesinde kurandan onay almayan bir hüküm çıkarılarak "kurana abdestsiz el sürmek haramdır "diye bir hüküm ihdas edilmiştir. Nahl suresinin 116 ayetini hepimiz okuyup iman ettiğimiz halde kurandan onay almayan bu helal ve haram kılmaların acaba kaynağı nedir diye bir soru akıllara gelmektedir.  "Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler." Bu ayette rabbimiz kendilerine Allahtan gelen bir ilgi olmadan bir şey hakkında helal yada haram demenin kendisine karşı yalan uydurmak anlamına geldiğini bizlere bildirmektedir. Acaba bu ve benzeri ayet meallerini okuyupta Allaha karşı yalan uyduranların amaçları nelerdir ? Kurana rağmen din uydurmak konusunda öne çıkan düşüncelerden birisi bildiğimiz gibi şia düşüncesidir bu düşüncenin temel kaynağını oluşturan ehli beyt kültürü kurandan onay almayan düşünceler üzerine bina edilerek bugünkü haline gelmiştir gene kurandan onay almayan hz isanın inişi ,mehdi gibi düşünceler önce kuran tahrif edilerek o düşünceye uygun parantezlerin konulması sonrada o düşünce paralelinde hadisler uydurulmasıyla tamamlanmıştır.Biz gene yazının hacmini büyültmemek amacıyla vakıa suresi 79 ayeti mealine dönelim. 

Konu ile ilgili ayetler şunlardır. 


075] [DV] Hayır! Yıldızların yerlerine yemin ederim ki,
076] [DV] Bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir.
077-8] [DV] Şüphesiz bu, korunmuş bir kitapta bulunan değerli bir Kur'an'dır          
079[DV] Ona ancak temizlenenler dokunabilir.         
080[DV] O, âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.  

  Öncelikle burada "kitabin meknun", "la yemessehu","mutahharun",  kelimeleri anahtar kelimelerdir. kitabin meknun kelimesi yani saklı kitap kuranın geldiği kaynağı bize bildirmektedir. yani Allahın ilminden gelmesidir. kitap kelimesi burada müteşabih(benzeştirmeli) bir anlamda kullanılmış bir kelimedir.  


 La yemessehu  kelimesinin  anlamında ise nasıl yapıldığını anlamakta zorluk çektiğimiz bir yanlışlık yapılmaktadır. Kelimenin kökü "me-se-se"dir. Kuranda messe kelimesinin türevlerine baktığımızda hakiki anlamda bir dokunma manasında kullanılmadığını görmekteyiz.yazıyı uzatmamak amacıyla bu kelimenin geçtiği ayetlerin birkaç tanesinin sadece numaralarını verelim.2.80. 214.270/3.24.47.140.120.174/ 5.73/  6.17/7.95.170.188.201/8.68 /10.12/                                                            
11.10/12.88/  30.33/41.50/15.34/16.53/54.58/24.35/36.18  /70.20.21/      
   
"El mutahharun" kelimesi ile kast edilen abdest almış kimseler olmayıp hacc s.75. ayetinde buyurulduğu üzere Allah cc nin meleklerden elçiler seçmesi meselesi ile alakalı olup Allah cc den vahyi alıp onun yerdeki beşer elçilerine  ulaştıran melekler olup bu meleklerden başkasının bu vahye ulaşamadığı belirtilmektedir. Allah-vahiy meleği- beşer resul arasındaki bu vahiy alış verişine harici hiç bir unusur karışmamakta ve Allah cc  vahyi alan mutahhar melekler onu yerdeki elçiye ulaştırmaktadırlar.
                                       
 Messe kelimesine yakın bir kelime olan me-se-ha-  kelimesi ise maddi anlamda bir dokunmayı ifade eder.Yani kuranı abdestsiz tutmamayı emretmesi için ayetin me-se-ha- kökünden gelen gelen bir kelime ile ifade edilmesi gerekmektedir"la yemsehuhu illel mutahharun" şeklinde bir emir şeklinde gelseydi  biz ayetten böyle bir emir çıkartabilirdik ama "la yemessehu illel mutahharun" ayetinden kurana abdest almadan el sürmek haramdır hükmü kesinlikle çıkmaz.  Çıkaranların hesabı Allaha aittir.     
    
 Şimdi  bazı     kimseler şunu diyeceklerdir. o kadar alim gelmiş bir sürü hadis var bu konuda bunları ne yapacağız.alimler hatamı yapmış? cevabımız şu olmalıdır hatadan münezzeh olan sadece Allah azze ve celledlr   ondan başka kimse hatadan beri değilidr.Şu  varki "kurana abdestsiz el sürülmez" düşüncesi bütün alimlerin üzerinde hemfikir oldukları bir görüş değilidir. bu konudaki ayetleri doğru anlayıp bu "kurana abdestsiz el sürülmez" inancını paylaşmayan bir sürü alim vardır. bunuda belirtelim.Kuran doğrultusunda olmayan ve adına hadis denilen uydurma sözleride resule atfen uyduranların yerinide resul "KİM BENİM ADIMA BİR YALAN UYDURURSA O CEHENNEMDEKİ YERİNİ HAZIRLASIN" sözü ile haber vermiştir.dolayısıyla kuran ile uyum sağlamayan sözler kesinlikle resula ait değilidr ve iftiradır.Yani resul adına gelen haberlerin sağlaması yapılacak tek merci kurandır ve kurana uymayan bir sözüde resul as kesinlikle söylemez.   

Sonuç olarak. vakıa suresindeki bu ayetlere dayanarak kur'ana abdsetsiz dokunulmaz şeklinde bir hüküm çıkarmak doğru bir hüküm olmayıp ancak parantez içi tahrif metodu dediğimiz ayetin metniyle uyugunluk sğlamayan parantezler açılarak yapılmış yorumlardır.

                                              En doğrusunu Allah cc bilir.                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder