4 Temmuz 2011 Pazartesi

ÖLÇÜMÜZ SÖYLENEN SÖZ MÜ YOKSA KİMİN SÖYLEDİĞİ Mİ OLMALI?

Bugün müslümanlar arasındaki tartışma konularına baktığımız zaman üzülerek gördüğümüz nokta şudur.Ortada din adına söylenmiş bir söz ve o söz etrafında dönen tartışmalar ve her hizip kendi yandaşının söyleminin arkasında çelikten bir duvar gibi durmakta ve duvarda bir gedik açtırmamak için canla başla cihad etmekte ve karşısındakini alabildiğine tekfir etmek yarışındadırlar.  

Rabbimiz enam suresi 159. ayette "FIRKA FIRKA OLUP DİNLERİNİ PARÇALAYANLARLA SENİN HİÇBİR İLİŞİĞİN OLAMAZ . ONLARIN İŞİ ALLAHA KALMIŞTIR YAPTIKLARINI ONLARA SONRA BİLDİRECEKTİR."   rum suresi 32. ayette"O KİMSELERKİ DİNLERİNİ PARÇALADILAR FIRKA FIRKA OLDULAR  HER TAİFE KENDİ YANLARINDA OLAN İLE SEVİNMEKTEDİRLER."   mealindeki ayetleri acaba niçin indirmiştir? 

Günümüzde müslümanlar arasındaki en büyük tehlike fırka fırka olup her fırkanın kendi elindekiyle yetinmisi ve o fırka liderini "LA YÜS'EL" (sorgulanamaz) seviyesinde görerek onu yüceltmeleridir.Halbuki rabbimiz ali imran suresi 103. ayetinde "Toptan Allah'ın ipine sarılın, ayrılmayın. Allah'ın size olan nimetini anın: Düşmandınız, kalblerinizin arasını uzlaştırdı da onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. Allah, doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini açıklar."  buyurarak herkesi ayrı ayrı iplere değil kendi ipine sarılmayı emretmektedir. Ayette dikkatimizi çekmesi gereken bir hususta şudur.islam nimeti ile şereflenmeden önce fırka fırka olmaları hasebiyle ateşin kenarında olan insanların bu nimet ile şereflendikten sonra oradan kurtulmuş olmaları yani kur'anın müminleri birbirine bağlayan bir kitap olduğu hususudur. Ancak şimdi görünen duruma baktığımız zaman insanların, Allahın bu emrinin tam tersi bir uygulamasıyla bu nimeti tanıdıktan sonra  düşmanlıklarının kat kat arttığı noktasındadır. Acaba bu düşmanlığın sebebi nedir ? diye baktığımız zaman sıkıntının Allahın kitabına bizim yerimize bakan kişilerin söylediklerine kayıtsız şartsız teslim olmamız şeklinde bir durum ortaya çıkmaktadır.  

Müslümanlar olarak en büyük sıkıntımız bizlere tarih boyunca "DİN BARONLARI" tarafından empoze edilen "ALLAHIN KİTABINI SİZ ANLAYAMAZSINIZ" söylemidir.Dikkat edilirse "KURAN" yerine" Allahın kitabı"dememiz bu söylemin kuran indikten sonra değil kuranda gördüğümüz üzere insanlık tarihi boyunca empoze edilen bir söylem olmasıdır. Çünkü bazı insanlar (samiri ve bel'am örneği gibi) bazı insanların üzerinde tahakküm sağlamak için dini kendi hevaları doğrultusunda kullanarak insanlara anlatmışlardır. Müslümanların üzerine düşen görev ise samiri ve bel'amlardan kurtulmak için bir "KURTULUŞ SAVAŞI" na girmeleridir .Bu savaştaki silahımız ne olmalı ve bu silahı nasıl kullanmalıyız ?sorusunun cevabını şimdi arayabiliriz.  

Bu savaşta tek silahımız "KURANDIR" ve bu silahı kullanmayı çok iyi öğrenmek zorundayız.Hiç bir komutan askerine "sen siperde yat ben senin yerinede savaşırım " demez. Yapmamız gereken şey" ben bu silahı kullanmayı öğrenmek zorundayım kimse benim yerime bunu kullanmak zorunda değil" şiarını aklımızdan çıkarmamamızdır. Tabi öncelikli yapılması gereken şey"DİN BARONLARININ"  "sen bu kuranı biz olmadan öğrenemezsin biz senin yerine hem öğreniriz hem uygularız hemide sana anlatırız" uyutmalarına karşı zincirleri şakırdatmaya başlamaktır.Tabiki bu zincir şakırdatma eylemi hep birlikte, uyumlu ve ahenkli bir şekilde olmazsa ortaya çıkan ses güzel bir ses olmaz. Bu eylemin güzel bir ses getirmesi için yapmamız gereken nedir? 

Nahl suresi 98. ayetinde"KURAN OKUYACAĞIN ZAMAN KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAHA SIĞIN" emri gereğince bu ayeti, sadece güzel bir euzu besmele çekmek şeklinde değil şeytanın  koyduğu her türlü ön kabulu kafamızdan atmak,şeytanın aramıza koyduğu her türlü hizip taassubunu silip atmak,ben bu kurandan hesaba çekileceğim, şeklinde anlamak gerekir.Şeytanı aradan  çıkardığımız zaman göreceğizki kuran bize açılacaktır, ve bize din adına gelen sözleri, din adına söz söyleyen kişileri kuran ölçüsüne göre tartma imkanı verecektir.  

Kurani bir bakış açısına sahip olduğumuz zaman göreceğizki, kafasında metrelerce beyaz sarık, sırtında topuklarına kadar beyaz cüppe olsa bile "MUHAMMED EŞİTTİR ALLAH , SADECE ETİ KEMİĞİ VAR İMAM RABBANİNİN DEDİĞİ GİBİ" diyen bir bayram ali hocanın beyaz sarığının altındaki kafasında karaların en karası bir şirk pisliği taşıdığını göreceğiz. Ve bu sözü diyen kişinin değil söylediği sözün önemli olduğu ve kişi hakkındaki düşüncemizin bu şekilde oluşması gerektiğini kuran sayesinde öğreneceğiz."ŞEYHİNİN AZRAİLİ  4 DEFA ELİNİN TERSİYLE GERİ ÇEVİRDİĞİNİ, EVLİYAULLAHIN İSTEDİĞİ ZAMAN ÖLECEĞİNİ ,PEYGAMBERİMİZİN CEBRAİLE SEN VAHYİ KİMDEN ALIYORSUN SORUSUNA BİLMİYORUM DİYEN CEBRAİLE PEYGAMBERİMİZİN O PERDEYİ BİRAZ ARALA DEDİĞİNİ VE CEBRAİL PERDEYİ ARALADIĞI ZAMAN BİRDE NE GÖRSÜN KARŞISINDA MUHAMMED AS I GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEYEN" cüppeli ahmet hoca nın hezeyanlarının "ŞİRK" olduğunu ve buna benzer sözleri söyleyen kişilerin eni , boyu, arkalarındaki sayı kalabalığı, sakalı, sarığı, cüppesi, kıravatı ne olursa olsun bizim  hiç bir şey ifade etmeyeceğini "KURAN" sayesinde göreceğiz. 

Bu din baronları kendilerini dinleyen kişilerin bu uyanışını gördükleri zaman samimi iseler kendilerini kuranla düzeltme yoluna gideceklerdir, sadece şeytanın sözcülüğünü yapmak gibi bir niyetleri olduğunu , samimi olmadıklarını görenler ise onları şeytanları ile başbaşa bırakacaktır
RABBİMİZ BİZLERİ KURANA SARILAN , HERSÖZE VE HERKESE KURAN PENCERESİNDEN BAKAN KULLARINDAN KILSIN .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder