11 Kasım 2016 Cuma

Kur'an'da Ayetler Arasında Çelişki Var mı ?

[017.088]  De ki: «İnsanlar ve cinler, birbirine yardımcı olarak bu Kuran'ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler, and olsun ki, yine de benzerini ortaya koyamazlar.»

Kur'an ayetleri arasında çelişki olduğu iddiası , bir takım insanlar tarafından ortaya atılmakta, ve aralarında çelişki olduğuna dair sunulan bir çok ayet , internet ortamındaki bazı sitelerinde yer almaktadır. Bu sitelerdeki iddiaları okuyan bazı kimselerin ise, kafalarında istifham oluşarak , böyle bir şeyin mümkün olup olmadığı konusunda tereddüte düşmektedirler. 

Biz Kur'an'ın Allah (c.c) katından indiğine inanmayan insanların bu iddialarına cevap vermeye  yönelik değil , bu gibi insanların açtıkları sitelerde ortaya koydukları iddiaları okuyan bazı Müslümanlarda oluşan istifhamları dikkate alarak , Kur'an hakkında nasıl bir düşünce içinde olunması gerektiği yönündeki fikirlerimizi paylaşmaya çalışacağız. 

 Kur'an'da çelişki olduğuna dair delil olarak ortaya atılan bazı ayetler , geçmiş tefsirciler tarafından da ele alınarak üzerinde düşünülmüş, ve gerekli yorumlar yapılmıştır. Tefsir usulünde "Müşkilül Kur'an" başlığı altında yapılan çalışmalarda , çelişki olduğundan yola çıkılarak değil , iki ayet arasındaki müşkil'in çözümüne yönelik çalışmalar bu başlık altında toplanmış , ayetler arasındaki bağlantıyı kurmak yönünde çalışmalar yapılmıştır.

Kur'an'ın Allah (c.c) katından indiğine inanan bir Müslüman, aralarındaki ilgi bağını kuramadığı ayetler için "Bu ayetlerde çelişki var" veya "Acaba çelişki olabilir mi" cümlesini asla kullanmaz. Müslüman kişi, ayetler arasında asla çelişki olmadığına baştan kesin olarak iman ederek , çelişki gibi görünen durumun , kendisinin ayeti anlayamamasından kaynaklanan bir sonuç olduğunu bilir , ve o ayeti anlamak için çaba sarf eder.

[004.082] Kuran'ı durup düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah'tan başkasından gelseydi, onda çok aykırılıklar bulurlardı.

Müslüman , Kur'an'ın Allah katından gelen bir kitap olduğuna iman eden bir kimsedir. Böyle bir imanı olmayan kimse zaten Müslüman olamaz . Müslüman kelimesinin anlamı "Teslim olan" demek olduğuna göre , Allah'ın kitabına teslim olmayan kişi, haliyle Müslüman sıfatına sahip olamaz. Allah katından geldiğine inanılan bir kitabın çelişkili olduğunu iddia etmek , Allah ile boy ölçüşmeye kalkmak demektir. Onun indirdiği bir kitabı , onun yarattığı bir kulu eleştiriyor ve ona "Ey Allah'ım sen burada böyle , burada böyle diyerek, içinde çelişkiler ihtiva eden bir kitap indirmişsin" diyerek ona kafa tutmaya kalkıyor. 

Kendisi gibi bir insan olan ve ilmi kariyer sahibi olan bir kimsenin görüşlerini eleştirirken bile ona saygılı bir biçimde davranan , veya onu eleştirmekten çekinen bazı kimseler , konu Kur'an olunca daha rahat davranarak , bu kitaba karşı hiç çekinmeden galiz hakaretler savurabilmektedirler.

[018.001]  Hamd, Kitabı kulu üzerine indiren ve onda hiç bir çarpıklık kılmayan Allah'a aittir.

Kur'an'da çelişki olduğunu iddia eden bir kimse ile tartışmaya girmek , maça 1- 0 mağlup başlamak anlamına gelecektir. Kişi , böyle bir çelişki iddiasını ortaya atmakla sizi kendi gündemine çekerek , kendi gündemi etrafında gerçekleşen bir tartışma ortamına sokmuş olur. 

Bizim tavsiyemiz , böyle tartışmalara hiç girmemek , Kur'an'da çelişki olabilecek hiç bir ayetin olmadığını , çelişki olduğunu zannettiği şeyin kendi bilgisizliğinin bir sonucu olduğunu söyleyerek , çelişki olduğu iddia edilen ayetlerin nasıl bir anlama gelmiş olabileceğini veya nasıl bir mesajı olduğunu karşısındaki kişiye iman etmesini beklemeden uygun bir dil ile anlatmaya çalışmak olmalıdır. Bu gayret elbette , Kur'an'a hakimiyet , ve ayetler arasındaki anlam örgüsünü kurabilme yeteneğini gerektirmektedir. Böyle bir bilgi sahibi olmayan kişinin tartışmaya hiç girmemesi kendisi için daha uygundur. 

[011.019] Bunlar Allah'ın yolundan alıkorlar ve o yolu eğriltmeğe çalışırlar; işte onlar ahireti inkar edenlerdir.

Kur'an'da çelişki olduğu iddiası ile ortaya çıkarak , delil olarak sunulan ayetleri çelişki olarak görme mantığının altında yatan en büyük neden, bu kitaba olan güvensizlik yani imansızlık olmakla birlikte , kendilerini Allah ile boy ölçüşebilecek düzeyde bir bilgi sahibi olduklarını zannedecek kadar dev aynasında görmenin getirdiği cahil cesaretidir. 

Kur'an öncelikle beşer cinsinden olan bir kişinin yazmış olduğu roman , hikaye türünden bir kitap değildir. Bu kitap 1500 yıl önce Allah katından inmiş, indiği zaman ve mekanda yaşayan insanların kültür , inanç ve örflerini dikkate alarak yanlışlarını düzelten , doğrulara ses çıkarmayan bir muhtevaya sahiptir. Bunları yaparken o günkü insanların kullandığı dil ve edebi üslubu kullanan Kur'an'ın doğru anlaşılması için bu arka planın bilinmesi şarttır. 

[030.052]  Şunu bil ki:Sen ne ölülere sesini duyurabilirsin, ne de arkasını dönüp uzaklaşan sağırlara bu dâveti işittirebilirsin.
[030.053]  Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.

Kur'an'ı anlamak gibi bir derdi olmayıp, bu kitap'ta çelişki aramaya yönelik çalışmalar ,sadece bu çalışmaları yapanların inkarcılıklarını artırmak ve kendilerini tatmin etmek için yaptıkları çabalamalar olarak kalacaktır. Art niyet olmaksızın , bazı ayetler arasında bulunan müşkül durumu öğrenmek isteyenler için bu kitap kendisini onlara açacak, ve kafalarındaki istifhamları giderecektir. Art niyetli bir yaklaşım sergileyenlere ise bu kitap kendini açmayacak , aksine inkarlarının artmasına vesile olacaktır.  

Yazının hacmini büyültmemek için çelişki olduğu iddia edilen ayetlerden bir kaç tanesini örnek olarak buraya alalım ve üzerinde düşünmeye çalışalım ; 

[021.016] Biz; göğü, yeri ve ikisinin arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık.
[044.038] Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındaki oyun olsun diye yaratmadık!

[029.064]  Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!

Yukarıda verdiğimiz Enbiya suresinin 16 , Duhan suresinin 38. ayetinde Allah (c.c) nin , yarattığı şeyleri boşa yaratmadığını buyururken , Ankebut s. 64. ayetinde dünya hayatının oyun ve eğlenceden ibaret olduğu yani geçici bir mekan olduğunu buyurmakla bu ayetler arasında çelişkiye düştüğü zannedilmektedir


Kur'an'a imana olmasa dahi, art niyet sahibi olmayan bir kimsenin kolayca anlayacağı bu ayetler arasındaki çelişkiyi fark edemeyen Allah (c.c) !! , bir gün gelip bir hafiye edasıyla kitabını araştırarak düştüğü çelişkileri fark eden kullarının çıkacağını hesap edemeyerek !! böyle çelişkili ayetler göndermiş olabilir mi ?.

Enbiya ve Duhan surelerindeki ayetlerde, Allah (c.c) gök ve yer ile arasındakileri bir amaca binaen yarattığını ifade etmek için "Oyun olsun diye yaratmadık" buyururken , Ankebut suresinde bizlere hitaben , yaşadığımız dünya hayatının mahiyetini bildiğimiz şeyler üzerinden anlatmaktadır. Bizler için oyun denilince aklımıza gelen ilk şeyin , geçici ve belirli bir süre zevk alacağımız bir şey olduğunu merkeze alarak , bu oyunun bir gün mutlaka biteceğini , asıl hayatın ahiret yurdu olduğunu bizlere hatırlatmaktadır.

[005.067] Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez.

Maide s. 67. ayetinde Muhammed (a.s) ın Allah tarafından insanlara karşı korunacağının beyan edilmiş olması ile , İsrailoğullarının kendilerine gönderilen elçileri öldürdüğünü haber veren ayetler arasında , Allah (c.c) nin  Muhammed (a.s) ı ölümden koruyarak , İsrailoğullarına gönderdiği peygamberlerini ölümden neden korumadığı , bir çelişki olarak görülmektedir.

Kur'an'a art niyetli yaklaşmayan ve bu konuyu öğrenmek isteyen birisi, eğer böyle bir soru sormuş olsaydı ona şöyle bir cevap verebilirdik ;

Allah (c.c) hiç bir peygamberini, diğer peygamberine karşı bir ayrıcalık tanımamıştır. Muhammed (a.s) ın Allah (c.c) tarafından korunması mucizevi bir şekilde değil , kendisinin aldığı tedbirler ile gerçekleşmiştir. Hiç bir savaşta kafirlerin karşısına geçerek bağrını açıp "Beni Allah koruyor beni öldüremezsiniz" şeklinde bir meydan okuma ile savaş meydanına  çıkmamıştır. Her insan gibi savaş için gerekli olan zırhını kuşanarak eline kılıcını alarak meydana çıkmış ve böylece kafirlere karşı savaşmıştır.

Mekke'den Medineye hicreti esnasında , siyer kitaplarında anlatılan sığındıkları mağarada olan bazı harikulade olayların gerçekle alakası olmayıp , uydurmadan ibarettir. Öldürülme korkusu nedeniyle tedbir almayarak "Nasılsa Allah beni koruyacağını vaad etti" demiş olsa , kafirler tarafından bulunarak orada öldürülmüş olması içten bile değildi.

Allah (c.c) nin evrene koyduğu sebep-sonuç yasaları herkes için aynı şekilde çalışır. İsrailoğullarına gönderilmiş olan elçilerin bazılarının öldürülmüş olması , tamamen sebep-sonuç yasaları ile ilgilidir. Muhammed (a.s) ve onun yanındakiler tedbirli davranmayarak , yaptığı hatalar onu ölüme götürecek olsa idi, Allah (c.c) buna mani olmaz o da öldürülebilirdi. 
Uhud savaşında yaralanmış olması, herkes için aynı şekilde çalışan sebep-sonuç yasalarının getirdiği bir sonuçtur.

Yani İsrailoğullarından olan bazı elçilerin öldürülmüş olması , onların düşmanları karşısında güçsüz kalmaları , Muhammed (a.s) ın öldürülmemiş olması ise , düşmanlarına karşı güçlü olmasıdır. Allah (c.c) nin bu konuda taraflı davranması asla söz konusu değildir.

[027.081]  Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara sen duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.

[043.040]  Sağırlara sen mi duyuracaksın? Yoksa körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi eriştireceksin?

Biz bu kitaba iman etmemiş birisine bu kitabın çelişkisiz olduğunu anlatmak için ne kadar dil döksek aslı yoktur. Bu kitapta çelişki olmadığına bir kişinin inanması için önce bu kitaba iman etmesi şarttır. Böyle bir inanca sahip olmayan birisi için bu kitap alelade bir insanın yazdığı bir kitap kadar dahi değeri olmayacaktır.

[018.006]  Bu söze inanmayanların ardından üzülerek nerdeyse kendini mahvedeceksin!

[016.082]  Eğer yüz çevirirlerse, sana düşenin sadece açıkça tebliğ olduğunu bil.

[006.107]  Allah dileseydi, onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onların vekili de değilsin.

Bazı Müslümanlar , bu gibi insanların akıbetlerini bildikleri için , onların yaptıklarına üzülmekte , ve inkarlarından vazgeçmeleri için onlara dil dökerek neredeyse yalvarmaktadır. Bu kimseler sahip olduğu düşünceye , hür iradeleri neticesinde varmakta , ve onları zorlamak gibi bir şansımız olmadığı gibi , böyle bir vazifemiz de yoktur. 

Sonuç olarak : Kur'an'da çelişki olduğu iddiaları , bu kitap hakkında olumsuz düşünce sahibi olanların ortaya attığı bir iddia olup , temelinde inkar ve cehalet olan bir düşüncedir. Olayın asıl düşündürücü yanı , bu iddiaların bir kısım Müslüman tarafından kabul görebilmesidir. Bir Müslüman iman ettiği kitabın hiç bir yerinde çelişki olduğuna dair düşünce içinde bulunamaz. 

Çelişki , Müslüman lügatında olmaması gereken bir kelimedir. Eğer bir ayet ile başka bir ayetin, birbiri ile arasında bağ kurulamaması sonucunda bir müşkilat ortaya çıkıyorsa , bu müşkilat, Kur'an'dan kaynaklanan değil , okuyan kişinin algılama hatasından kaynaklanmaktadır.

Kur'an, okudukça kendisini açan bir kitaptır. Kur'an okuyan kişi , her okudukça daha önceki yapmış olduğu okumalarda kafasına takılan bazı soruların cevabını bir sonraki okumada bulacaktır. Yeter ki okuyan kişi bu kitabı yanlış aramak için değil , hayat rehberi olduğuna iman ederek , rabbinin ona neler emrettiğini öğrenmek ve yaşamak için okusun. 

Kur'an'a yeni yönelmiş bu bazı konularda araştırma yapan kişilerin gözüne , Kur'an'da çelişkili ayetler olduğuna dair iddiaların yer aldığı internet ortamında bazı siteler çarpabilir. Kur'an hakkında biraz bilgisi olan kişi , bu iddiaların ne kadar sığ iddialar olduğunu görecektir. Kur'an'ın tarihsel bağlamından , edebi ve ilk muhatapların kullandıkları dil üslubundan habersiz olan , bu kitabı roman veya hikaye türü bir eser zannı ile okuyan kimse için bu kitap elbette alelade bir kitap olarak görülecektir. 

Bu kitabın Allah katından indirildiğini , alemlere hidayet ve rahmet olduğunu , çelişkisiz bir kitap olduğunu bilerek okuyanlar için ise , bu kitabın yol göstericiliği kıyamete dek sürecektir.

                                    EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder